12 Haziran 2017 Pazartesi

“Emeviler Dönemi Bilim, Kültür ve Sanat Hayatı” İsimli Eserin Değerlendirilmesi

Şehba Yazıcı[1]
İrfan Aycan, Mahfuz Söylemez, Ramazan Altınay, Fatih Erkoçoğlu, Nizamettin Parlak, Emeviler Dönemi Bilim, Kültür Ve Sanat Hayatı, Ankara: İlahiyat, 2003; 255 sayfa.

            Birkaç müellifin kaleminden Emevilerin başlıkta zikredilen yönünü ortaya koymayı hedefleyen eser, Emeviler döneminin ihmal edilen önemli bir yönünü ortaya koymuştur. Siyasi tarihleriyle maruf olan Emevilerin, sosyal tarihleri fazla dikkate alınmamıştır. Emevî döneminin İslâm siyasi tarihinin ayrılmaz bir parçası olduğu gibi, İslâm kültür ve medeniyetinin de ayrılmaz bir parçası olduğuna dikkat çekilmiştir.
            Eserde öncelikle, Emevi devletinin toplumsal sınıfları ve bu sınıfların durumu incelenmiştir. Buna göre Berberî, Fars, Rum, Türk, Hint gibi birçok milletin mevcut olduğu bir toplum söz konusudur. Ancak burada milletlerin isimleriyle bir sınıf farklılığının meydana gelmediği, mevâli, ehl-i zimme, köle gibi statülerin daha belirleyici oldukları görülmektedir. Yönetici sınıfı ile tebaa arasında da belirgin bir fark bulunmaktadır. Bilhassa Arapların yönetici sınıf olmaları birçok alanda doğrudan etkili bir unsur olmuştur. Emevî ailesinin geç Müslüman olmalarından dolayı İslâm’ı yeterince özümseyememiş olmaları ve artan zenginlikler de toplumun yapısını şekillendiren önemli unsurlardır.  Bu unsurlar, toplumsal hayatın birçok sahasında etkili olmuştur ki imaret bunlardan birisidir. Mesela önceleri, devlet başkanı şehrin merkezindeki caminin yanında inşa edilen darü’l-imarede ikamet ederken, sonradan bu yapılar şehrin meskûn mahallinin dışına taşınmıştır ki amaç, daha büyük ve ihtişamlı yapıları inşa edebilmektir. Giyilen kıyafetlerde de paralel bir değişim söz konusudur ve daha önce giyilmesi hoş karşılanmayan pahalı kıyafetler, rahatlıkla giyilmeye başlanmıştır.
            Esere göre, Emevî döneminde ilim hayatının baş aktörü mevali sınıfıdır. Bu durum farklı düşüncelerin İslâm anlayışıyla yoğrulmasını getirmiş ve müspet ve menfi neticeleri olmuştur. Mesela farklı kültür ve dinlere mensup şahısların kendi birikimlerini İslâm düşüncesine aktarmaları tefsir sahasında israiliyatın doğuşunun sebebi olarak gösterilmiştir. Öte yandan Müslümanlara özgü olan isnad yöntemi bu dönemde meydana gelmiştir. İlmî hayatın gelişiminde halifelerin katkılarını da zikretmek gerekir. Tefsir, hadis, tarih ve kelam, çalışmaların yoğunlaştığı alanlar olmuştur. Eserden hareketle halkın hemen hemen tüm kesimlerinin belli bir ilmî seviyeye ulaştıkları söylenebilir. Devlet tarafından tanzim edilmiş sistemli bir eğitimden söz etmek mümkün değilse de eğitim faaliyetlerinin yaygın olarak devam ettiği görülmektedir. Mescitlerin bu alandaki işlevselliği vurgulanmıştır. Eğitim faaliyetlerinin yürütüldüğü tek mekân ise mescid değildir. İlköğretim seviyesinde ders veren küttabların yanı sıra her din mensubu, kendi mabedinde eğitim görebilmiştir.
            Emevî döneminde meydana gelen ilerlemelerin yanı sıra olumsuz manada gelişmelerden de söz etmek mümkündür. Eğlence sektörünün ahlak düşüklüğü ile tanınan müzisyenleri, sarayda toplanmış ve itibar kazanmışlardır. Aslında bu durum günümüzde de yaygın olan bir durumdur. Oyuncu ve şarkıcılar astronomik rakamlarla düzenlenen organizasyonlara katılmakta, gelir düzeyinde oldukça üst bir tabakayı meydana getirmekte ve bu durum halkın çoğunluğu tarafından yadırganmamaktadır.
Eserde, İslâm’da müziğin meşruluğu hususunda da özlü bir değerlendirme yapılmış ve Hz. Peygamber’in bu husustaki tavrı ortaya konmuştur. Ancak Emevilerde müzik düşkünlüğünün istenilmeyecek kadar ileri götürüldüğü görülmektedir. Nitekim Abbasilerin mağlup ettiği Emevi ordugâhının sanki basılmış bir konser salonuna benzemesi oldukça çarpıcı bir örnektir. Öte yandan kurulan şehirler ve köprü, kanal gibi diğer birçok imar faaliyeti ortaya konmuştur.
            Eserin tezi, Abbasi döneminde, bilimde, sanatta, beşerî ve dinî ilimlerde yaşanan altın çağın Emevî döneminden bağımsız değerlendirmenin mümkün olmadığı ve söz konusu dönemin imar faaliyetleri, ilmî çalışmaları ve sanatsal etkinlikleri ihtiva eden zengin bir dönem olduğudur. Eserde aynı zamanda yönetim anlayışının, toplumsal sınıf farklılıklarının sosyal hayata nasıl aksettiği işlenmiş ve olumlu ve olumsuz yönleriyle Emevî dönemi sosyal yaşantısına dair bir tablo çizilmiştir.
                                                                                                                     



[1] İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İslâm Tarihi Ve Sanatları Doktora Öğrencisi.

0 yorum:

Yorum Gönder

Yazarlar