Şehba Yazıcı[1]
İrfan
Aycan, Mahfuz Söylemez, Ramazan Altınay, Fatih Erkoçoğlu, Nizamettin Parlak, Emeviler Dönemi Bilim, Kültür
Ve Sanat Hayatı, Ankara: İlahiyat, 2003; 255 sayfa.
Birkaç
müellifin kaleminden Emevilerin başlıkta zikredilen yönünü ortaya koymayı
hedefleyen eser, Emeviler döneminin ihmal edilen önemli bir yönünü ortaya
koymuştur. Siyasi tarihleriyle maruf olan Emevilerin, sosyal tarihleri fazla
dikkate alınmamıştır. Emevî döneminin İslâm siyasi tarihinin ayrılmaz bir parçası
olduğu gibi, İslâm kültür ve medeniyetinin de ayrılmaz bir parçası olduğuna
dikkat çekilmiştir.
Eserde öncelikle, Emevi devletinin
toplumsal sınıfları ve bu sınıfların durumu incelenmiştir. Buna göre Berberî,
Fars, Rum, Türk, Hint gibi birçok milletin mevcut olduğu bir toplum söz
konusudur. Ancak burada milletlerin isimleriyle bir sınıf farklılığının meydana
gelmediği, mevâli, ehl-i zimme, köle gibi statülerin daha belirleyici oldukları
görülmektedir. Yönetici sınıfı ile tebaa arasında da belirgin bir fark
bulunmaktadır. Bilhassa Arapların yönetici sınıf olmaları birçok alanda
doğrudan etkili bir unsur olmuştur. Emevî ailesinin geç Müslüman olmalarından
dolayı İslâm’ı yeterince özümseyememiş olmaları ve artan zenginlikler de
toplumun yapısını şekillendiren önemli unsurlardır. Bu unsurlar, toplumsal hayatın birçok
sahasında etkili olmuştur ki imaret bunlardan birisidir. Mesela önceleri,
devlet başkanı şehrin merkezindeki caminin yanında inşa edilen darü’l-imarede
ikamet ederken, sonradan bu yapılar şehrin meskûn mahallinin dışına taşınmıştır
ki amaç, daha büyük ve ihtişamlı yapıları inşa edebilmektir. Giyilen
kıyafetlerde de paralel bir değişim söz konusudur ve daha önce giyilmesi hoş
karşılanmayan pahalı kıyafetler, rahatlıkla giyilmeye başlanmıştır.
Esere göre, Emevî döneminde ilim
hayatının baş aktörü mevali sınıfıdır. Bu durum farklı düşüncelerin İslâm anlayışıyla
yoğrulmasını getirmiş ve müspet ve menfi neticeleri olmuştur. Mesela farklı
kültür ve dinlere mensup şahısların kendi birikimlerini İslâm düşüncesine
aktarmaları tefsir sahasında israiliyatın doğuşunun sebebi olarak
gösterilmiştir. Öte yandan Müslümanlara özgü olan isnad yöntemi bu dönemde
meydana gelmiştir. İlmî hayatın gelişiminde halifelerin katkılarını da
zikretmek gerekir. Tefsir, hadis, tarih ve kelam, çalışmaların yoğunlaştığı
alanlar olmuştur. Eserden hareketle halkın hemen hemen tüm kesimlerinin belli
bir ilmî seviyeye ulaştıkları söylenebilir. Devlet tarafından tanzim edilmiş
sistemli bir eğitimden söz etmek mümkün değilse de eğitim faaliyetlerinin
yaygın olarak devam ettiği görülmektedir. Mescitlerin bu alandaki işlevselliği
vurgulanmıştır. Eğitim faaliyetlerinin yürütüldüğü tek mekân ise mescid
değildir. İlköğretim seviyesinde ders veren küttabların yanı sıra her din
mensubu, kendi mabedinde eğitim görebilmiştir.
Emevî döneminde meydana gelen
ilerlemelerin yanı sıra olumsuz manada gelişmelerden de söz etmek mümkündür.
Eğlence sektörünün ahlak düşüklüğü ile tanınan müzisyenleri, sarayda toplanmış
ve itibar kazanmışlardır. Aslında bu durum günümüzde de yaygın olan bir
durumdur. Oyuncu ve şarkıcılar astronomik rakamlarla düzenlenen organizasyonlara
katılmakta, gelir düzeyinde oldukça üst bir tabakayı meydana getirmekte ve bu
durum halkın çoğunluğu tarafından yadırganmamaktadır.
Eserde,
İslâm’da müziğin meşruluğu hususunda da özlü bir değerlendirme yapılmış ve Hz.
Peygamber’in bu husustaki tavrı ortaya konmuştur. Ancak Emevilerde müzik
düşkünlüğünün istenilmeyecek kadar ileri götürüldüğü görülmektedir. Nitekim
Abbasilerin mağlup ettiği Emevi ordugâhının sanki basılmış bir konser salonuna
benzemesi oldukça çarpıcı bir örnektir. Öte yandan kurulan şehirler ve köprü,
kanal gibi diğer birçok imar faaliyeti ortaya konmuştur.
Eserin tezi, Abbasi döneminde,
bilimde, sanatta, beşerî ve dinî ilimlerde yaşanan altın çağın Emevî döneminden
bağımsız değerlendirmenin mümkün olmadığı ve söz konusu dönemin imar
faaliyetleri, ilmî çalışmaları ve sanatsal etkinlikleri ihtiva eden zengin bir
dönem olduğudur. Eserde aynı zamanda yönetim anlayışının, toplumsal sınıf
farklılıklarının sosyal hayata nasıl aksettiği işlenmiş ve olumlu ve olumsuz
yönleriyle Emevî dönemi sosyal yaşantısına dair bir tablo çizilmiştir.
0 yorum:
Yorum Gönder