11 Haziran 2017 Pazar

Ebû Ömer b. Dâvûd Yazdı: Gelişme

Ebû Ömer b. Dâvûd
Son dönemlerde yayınlanan istatistikler sürekli gelişmenin zorunlu olduğunu hissettirmektedir. Eğer yerinde sayarsanız bu, durumun kötü olduğuna delalettir. Şirketlerin bilançoları, gayrisafi milli hâsıla, kazancımız, birikimlerimiz her şey gelişmeli, yerinde durmamalıdır. Yerinde durmak, geriye düşmek anlamına gelmektedir.
Geçenlerde bir gözlükçü sohbet ediyoruz. Teknolojiden ve iş hayatındaki etkilerinden söz etti. Eskiden fabrika sahibi bir babanın oğlu olan bir arkadaşını örnek olarak verdi. Ayakkabı bağcığı imalatı yapan, kurulduğu zaman oldukça gelişmiş makinalara sahip bir fabrikaları varmış. Günlük üretimleri binlerle ifade edilen fabrikada onlarca kişi çalışıyormuş. Ancak bir süre sonra bilgisayarlara entegre edilen yeni makinalar çıktığında üretim yaptıkları makinaları henüz düzenli çalıştığı ve fabrikaya ekstra mali yük getireceği için makinalarını değiştirmeye gerek duymamışlar. Yeni makinalarla üretim yapan firmalar, daha az işçiyle daha çok ve seri üretim yaparken fabrika sahibi kişiler kendi yöntemleriyle devam etmişler. Bir süre sonra fiyatta rekabet edemedikleri için müşterilerini kaybetmeye ve talepleri karşılayamamaya başlamışlar. Zira yeni üretim sisteminde istenen ürün, makinada ciddi bir değişiklik yapılmadan bilgisayar sistemiyle seçilerek gerçekleştiriliyordu. Nihayet kısa sürede fabrikanın giderlerini karşılayamaz hale gelince banka kredilerine müracaat etmişler. Bu da sonun başlangıcı olmuş ve geri ödeyemedikleri krediler sebebiyle fabrikalarının yanında diğer varlıklarını kaybetmişler. Şimdi ise eski fabrikatör çocukları olan iki kardeş bir iş yerinde düşük bir ücretle çalışıyorlarmış.
Hızlı dünyanın hızına yetişemezsek sistemin dışına atılıyormuşuz. Daha dingin, daha durgun, sindire sindire yaşayacağımız bir dünya çok mu geride kaldı?


0 yorum:

Yorum Gönder

Yazarlar