Ebû Ömer b. Dâvûd
Geçenlerde bir gözlükçü sohbet ediyoruz.
Teknolojiden ve iş hayatındaki etkilerinden söz etti. Eskiden fabrika sahibi
bir babanın oğlu olan bir arkadaşını örnek olarak verdi. Ayakkabı bağcığı
imalatı yapan, kurulduğu zaman oldukça gelişmiş makinalara sahip bir
fabrikaları varmış. Günlük üretimleri binlerle ifade edilen fabrikada onlarca
kişi çalışıyormuş. Ancak bir süre sonra bilgisayarlara entegre edilen yeni
makinalar çıktığında üretim yaptıkları makinaları henüz düzenli çalıştığı ve
fabrikaya ekstra mali yük getireceği için makinalarını değiştirmeye gerek
duymamışlar. Yeni makinalarla üretim yapan firmalar, daha az işçiyle daha çok
ve seri üretim yaparken fabrika sahibi kişiler kendi yöntemleriyle devam
etmişler. Bir süre sonra fiyatta rekabet edemedikleri için müşterilerini
kaybetmeye ve talepleri karşılayamamaya başlamışlar. Zira yeni üretim
sisteminde istenen ürün, makinada ciddi bir değişiklik yapılmadan bilgisayar sistemiyle
seçilerek gerçekleştiriliyordu. Nihayet kısa sürede fabrikanın giderlerini
karşılayamaz hale gelince banka kredilerine müracaat etmişler. Bu da sonun
başlangıcı olmuş ve geri ödeyemedikleri krediler sebebiyle fabrikalarının
yanında diğer varlıklarını kaybetmişler. Şimdi ise eski fabrikatör çocukları
olan iki kardeş bir iş yerinde düşük bir ücretle çalışıyorlarmış.
Hızlı dünyanın hızına yetişemezsek sistemin
dışına atılıyormuşuz. Daha dingin, daha durgun, sindire sindire yaşayacağımız
bir dünya çok mu geride kaldı?
0 yorum:
Yorum Gönder